25 Aralık 2011 Pazar

Lancome Huile Eclat Deep Cleansing Oil vs. MAC Cleanse-Off Oil Tranquil

Uzun bir süredir cep telefonumdaki fotoğrafları bilgisayara aktaracak zımbırtıyı (adını bilemedim) bulamadığım için blogu bir türlü güncelleyememiştim. Baktım bulacak gibi de değilim, net fotolarıyla bir şeyler yazayım dedim.

Bugün yüz makyajı temizlemede kullanılan 2 yağı karşılaştıracağım.

Genellikle makyaj temizliği için yağ kullanma fikri insanlara tuhaf geliyor. Bana da ilk başta öyle gelmişti, hele ki sivilceli bir cildim olduğu için asla kullanmam diyordum. Ama daha sonra iyi temizlenmemiş bir makyajın gözenekleri tıkıyarak sivilcelere neden olduğunu öğrendim ve cilt temizliğine özellikle de yüz makyajı temizliğine daha bir önem vermeye başladım.

Eğer yüzünüze fondöten, kapatıcı, pudra vs. kullanmıyorsanız bu tür temizleyiciler size göre değil. Ancak vurgulamak istediğim bir nokta var ki eğer ki yüzünüze güneş koruyucu krem kullanıyorsanız, mutlaka ama mutlaka gün bitimi bu yağlarla yüzünüzü temizlemeniz lazım. Her ne kadar masum gibi gözükseler de güneş kremlerinin o koruyuculuğu içeriğindeki bazı ağır maddelerle sağlanıyor ve bu maddeler normal suyla, sabunla yüzünüzden çıkmıyor. Hani bazen aldığımız bir güneş koruyucu yüzümüzde sivilce yapar ya. İşte bunun tek nedeni kremin ciltten iyi temizlenememesi. Özetle yüzüne güneş kremi sürenler mutlaka temizleyici yağlardan kullanmalı.

Neyse. Gelelim tanıtacağım ürünlere. İlki Lancome Huile Eclat.

Öncelikle kullanımını anlatayım. Pompalı bir şişesi var, 2 kere elime sıkıyorum ve KURU ellerimle KURU yüzüme uyguluyorum. Yani sanki yüzünüzü sabunla yıkarmış gibi yağla yıkıyorsunuz. Makyajın yüzünüzden aktığını çok net bir şekilde görüyorsunuz. Daha sonra ellerimi ıslatıyorum, bu sefer ıslak ellerimle yüzümü köpürtüyorum. Yüzümdeki yağ ıslak ellerle birlikte köpürmeye başlıyor zaten. En son da yüzümü duruluyorum.

2. ürün de MAC'ten Cleanse-Off Oil Tranquil.

Cleanse Off Oil / Tranquil

Bunun da kullanımı aynı şekilde olduğu için detaylarına inmeyeceğim. 

Gelelim 2 ürünün karşılaştırmasına: Eğer mecbur kalmasaydım asla ve asla MAC almazdım. Lancome'dan o kadar çok memnundum ki. Lancome'un temizleme gücü kesinlikle daha iyi, göz, yüz, dudak yüzünüzde ne varsa silip atıyor. Duruladıktan sonra yüzünüzde yağlı bir his kalmıyor (ben yine de en son kendi temizleyicimle yüzümü tekrar yıkıyordum). 6 aylık kullanım ömrü var, ama her gün 2 pompa kullanınca zaten anca o kadar yetiyor. Harika bir ürün(dü), üründü diyorum çünkü hiçbir yerde bulamıyorum. Eskiden çilek'ten alırdım, artık orda yok. Diğer mağazalara baktım, free-shoplara baktım, yurtdışında aradım ama bulamadım. Ben de mecburen MAC aldım. MAC'in temizleme özelliği çok zayıf, bir kere 2 pompa yetmiyor, 3 tane sıkıyorum. Göz makyajına yetmiyor, ki ben sadece maskara kullanırım gözlerime. Ürünü uygularken Lancome'daki gibi makyajın aktığını göremiyorum, duruladıktan sonra hala yağlı bir his bırakıyor. Dolayısıyla tercihen değil mutlaka sonrasında yüzü tekrar yıkamak gerekiyor vs vs. Kısaca Lancome bulursanız mutlaka alın, bana da söyleyin ben de alayım :) 

10 Kasım 2011 Perşembe

Sivilce Tecrübelerim

Blogumda biraz gezinen herkes sivilce sorunum olduğunu bilir :(

Ergenliğim ve sonrası pürüzsüz bir ciltle geçti. Ne bir sivilce, ne bir leke, ne siyah nokta vs vs. Sonra 24 yaşımda yaşadığım bir stres sonrası çenemde sivilceler çıkmaya başladı. 2-3 tane çıkıyordu, 1-2 hafta kendi kendine takılıp sonra sönüyordu. Bu yüzden hiç umursamadım bile. Allah'ım keşke o zamanlardan önlemimi alsaymışım.

Birkaç sene çenemdeki sivilcelerim ve ben beraber yaşadık. O zaman bir ara doktora gittim, bana hemen roaccutane verdi. İnternetten yorumları okuyunca bu kadarcık sivilceye bu ilaca ne gerek var dedim ve kullanmadım. Kendi kendime kil maskeleriyle sivilceleri geçirmeye çalıştım ve kil maskelerinden geriye kalan yüzümdeki kıllar oldu maalesef :(

Daha sonra 28 yaşında başka bir stres yaşadım ve çenemdeki sivilceler tüm yüzüme dağılmaya başladı (bir yerde okumuştum, yüzdeki sivilcelerin çıktığı yerler farklı rahatsızlıklara işaret ediyormuş. Mesela çenedeki sivilceyle yanaktaki sivilce aynı şeylerle geçmezmiş). İnsan içine çıkamıyordum. Hani hep derler ya tüm bakışlar üzerimdeydi diye. İnanın aynen öyleydi. Hele hiç unutmam bir kere dolmuşta yanıma orta yaşlı bir kadın oturdu, yol boyunca kafasını çevirip yüzüme baktı, arada da yarabbi şükür gibi bir şeyler dedi durdu. O gün gerçekten çok üzülmüştüm.

O süreçte aklınıza gelebilecek her formülü denedim. Ayva çekirdeğinden yapılan solüsyon, kantaron yağı, limon yağı, lavanta kürleri, soğan kürleri, gümüş suları...Ve her çeşit kozmetik ürün.
Artık bu konularda o kadar deneyimliyim ki bir kişide işe yarayan bir ürünün diğer kişide işe yaramayabileceğini çok iyi biliyorum. Yine de bende işe yarayan şeyleri yazmak istedim. Okuyan 100 kişiden 1 kişide işe yarasa bile kardır diye düşünüyorum.

Sabah akşam yüzümü kükürtlü sabunla yıkıyorum. 3-4 TL'lik bir şey. Ama bende işe yarıyor.

Daha sonra yüzümü elma sirkesi-gül suyu karışımıyla tonikliyorum. Bire bir ölçülerde elma sirkesini ve saf gül suyunu karıştırıp bir şişeye koydum. Kullanmadan önce çalkalıyorum, daha sonra ıslatılmış pamuğa sürüp yüzüme uyguluyorum (Yüzünüze tonik sürmeden önce pamuğunuzu ıslatın ve pamuktan fazla suyu sıkın. Kuru pamuğa ürün sürünce pamuk ürünün çoğunu emiyor, yazık oluyor). Bu tonik özellikle lekelere çok çok iyi geliyor, ayrıca cildimi gençleştirdi sanki.

Geceleri her zaman olmasa da bazen yüzüme isotrexin sürüyorum. Sivilce kurutmada çok etkili bana göre.

Yine bazen bepanthen krem sürüyorum (sadece geceleri). Bu kremin de lekelere iyi geldiğini düşünüyorum.

Denediğim o kadar şeyin arasında bana en çok bu saydığım ürünler yaradı. Yüzümde sivilceler nerdeyse hiç yok, lekelerim de açılmaya başladı. İnş daha da iyi olur. İnş sizler de sivilcelerinize elveda dersiniz en kısa zamanda.

3 Ekim 2011 Pazartesi

The Body Shop - Grapeseed Glossing Serum (Üzüm Çekirdeği Parlatıcı Serum)

Burada saçlarım için kullandığım sıvı saç kremini tanıtmış ve bundan sonra sürekli bu ürünü kullanacağımı belirtmiştim. Dediğim gibi de yaptım. Ama bir zaman sonra saçlarımda tuhaf bir kuruluk, tuhaf bir tabaka hissettim. Kuaför de "saçına ne kullanıyorsun? fön çekerken gacur gucur sesler çıkıyor" diyince başka bir ürün kullanmaya karar verdim. O üründeki temel sorunun silikon olduğunu düşünüyorum, ben artık şampuanlarımda bile silikon kullanmıyorum. Bu yüzden silikonsuz bir ürün aradım ve buldum.  Satıcı kızın bilgilendirmesiydi, içeriğine bakmamıştım bile. Sağolsun salavin uyardı, üründe cyclopentasiloxane ve dimethicone varmış :( Ama bu içerik ürünle ilgili olumlu fikrimi değiştirmedi.

Web'den:
Nemlendirici ve parlatıcı üzüm çekirdeği yağıyla matlaşmış ve kabarmış saçları bir anda yola getirebilirsiniz. Günlük kullanım için. 

İçinde susam tohumu ve üzüm çekirdeği yağı var. Kokusu çoook güzel. Saçımı parlatıyor, iddia ettiği gibi kabarmayı önlüyor, yumuşatıyor, nemlendiriyor.

Ben şöyle kullanıyorum: Saçımı yıkadıktan sonra ikiye ayırıyor ve önce bir fıs avucuma sıkıp saçımın bir tutamına saç uçlarına yediriyorum, daha sonra da bir fıs diğer tutama. Sonra saçlarımı kurutuyor ve en son tek bir fıs tüm saçıma tekrar uyguluyorum. Hem ıslak, hem kuru saça uygulanabiliniyor yani. Çok az kullanım yettiği için bu ürün mümkünü yok bitmez bence :) 20 tl gibi bir fiyatı olduğunu düşününce oldukça hesaplı.

Gerçekten çok güzel bir ürün. TBS doğal içerikli ürün talebimi her zaman karşılıyor.

1 Ekim 2011 Cumartesi

Elf Brush Shampoo

Good old days.....Yurtdışından sınırsız alışveriş yapabildiğimiz güzel günler geride kaldı. Aslında bu konuda konuşulacak çok şey var. Neden böyle bir karar alındı (cari açık? başbakanın oğlunun kozmetik işine girmesi?) bilemiyoruz. İlginç bir şekilde özgürlüğü bu kadar sınırlandıran bir karar medyada da hiç yer bulmadı. Blogger'lardan da yeterli bir tepki gelmedi bana göre. Dava açmak yerine kamuoyunda farkındalık yaratmak daha uygun bir seçenekti aslında. Gazetelere ortak mailler atılabilirdi vs vs.

Neyse konumuza geri dönelim. Bugün size sadece internetten sipariş verebileceğiniz (ve dolayısıyla artık veremeyeceğiniz) bir ürün tanıtmak istiyorum. Hani olur ya belki bu aptal yasakların bittiği günleri de görürüz diye geleceğe yatırım yapıyorum.

Elf (eyes lips face) ucuz ürünler satan bir marka. Benim tanıtacağım ürün ise fırça şampuanı.

Ben kullandığım makyaj fırçalarını her gün yıkarım. Özellikle de yüzüme kullandığım fırçaları. Bazı makyaj videolarını izlediğimde insanların artık rengi dönmüş fırçaları tekrar tekrar kullandıklarını görüyor ve hayret ediyorum. Bu fırçalar açıkta bekliyorlar ve bekledikleri süre boyunca da mikrop çekiyorlar. Hele ki benim gibi hassas, sivilceli cildi olan insanlar mutlaka her gün fırçalarını yıkamalılar.

Dediğim gibi ben bu ürünü her gün kullandım ve o haliyle bana 1 yıl yetti. Allah'tan 2 şişe stoğum daha var. Nasıl kullandığıma gelince. Avucuma veya küçük bir tabağa bir miktar şampuandan döküyorum, kıllarını ILIK suyla ıslattığım fırçamı şampuanla köpürtüyor daha sonra da ILIK suyla duruluyorum.


Fırçalarınızı yıkarken fırçadaki metal kısmın üst taraflarına su değdirmemeye dikkat edin. Yani mesela yukarıdaki fırçada siyah üst taraflar asla ıslanmasın. Çünkü o tarafların ıslanması metal kısmın iç taraftan paslanmasına ve kılların dökülmesine neden oluyor.

Yıkanan fırçayı asla kılları üst tarafta kalacak şekilde kurumaya bırakmayın. Bu durum kıl köklerinin tam olarak kurumamasına ve dolayısıyla kılların dökülmesine neden oluyor. En uygunu kıllar altta kalacak şekilde fırçayı dik koyarak kurutmak. Bunun için nette bazı aparatlar satıldığını gördüm, bazıları da fırçaları iple asıyorlar. Ama ben bunlarla uğraşmadan fırçayı yatay koyarak kurutuyorum, en uygun yöntem değil ama idare ediyor.

14 Eylül 2011 Çarşamba

Clinique Anti-blemish Solutions Clearing Concealer (Yeşil)

Clinique Anti-blemish serisinin sonuna geldik (niyahet!!). En son assolistler çıkar normalde, ama ben sona bu serinin en en kötü ürününü sakladım. Yeşil renkli kapatıcısını.


Yeşil renginin nedeni kırmızı sivilce izlerini kapatmak. Bildiğiniz gibi karşıt renklerin birbirlerini kapatma özellikleri vardır.


Benzer mantıkla, göz altı morlukları için de sarı renkli bir kapatıcı kullanmak gerekli. 

Neyse biz konumuza geri dönelim. Clinique bu serideki tüm ürünler gibi, bu ürüne de salisilik asit koymuş akneleri geçirmesi için. İşte aynı anda hem akneleri tedavi etsin, hem de lekeleri kapatsın dersen 2si de olmaz sevgili Clinique'cim. 


İşini ne kadar iyi yaptığını fotoğraftan görebilirsiniz (!). Lekeleri gerçekten çok iyi kapatıyor, AMA YEŞİL RENKLE. Kapatıcıyı elle uyguladım aynı, fırçayla uyguladım aynı. Ne yaparsam yapayım hiçbir şekilde bu ürünü cildime yediremedim. Hadi uzaylılar gibi yeşil bir yüzle dolaşmayı kabul edeyim yeter ki sivilcelerimi geçirsin desem o da yok. Cildi acayip kurutuyor, sivilcelere hiçbir faydası yok. Üstüne fondöten sürüp yeşilliği kapatayım diyorum, fondöteni de mahvediyor. Resmen kabus gibi yahu. Clinique bu ürünü kafası iyiyken mi çıkardı acaba? ÇOOOOOOOOOOKKK KÖÖÖÖÖTÜÜÜÜÜÜÜ.

10 Eylül 2011 Cumartesi

Uni - Göz Makyajı İçin Temizleme Losyonlu Pamuklu Disk

Göz makyajının yapması zevkli, çıkarması zahmetlidir. İşte size göz makyajını çıkarmada pratik bir çözüm: Uni göz makyajı temizleme diskleri. Ben flormar standından almıştım, ama başka yerlerde de vardır diye tahmin ediyorum. İçinde 80 adet disk var. Ben kayısı yağlı olanını tercih ettim, bir de yeşil çaylısı var. Yeşil çaylı olan daha hafif makyajlar için, kayısı yağlı olan ise daha ağır makyajlar (suya dayanıklı maskara vs.)  içinmiş.




Web'den:
Green Tea: Göz altlarında oluşan günlük yorgunluk izlerini gideriyor ve rahatlatıyor. Antioksidan özelliği göz çevresini koruyor.
Biotin (Vit. H) : Kirpik ve kaşların beslenmesini ve güçlenmesini sağlıyor.
Kayısı Yağı: Kirpik ve kaşların beslenmesini ve parlaklığını sağlıyor. Hızla emilen yağlandırıcı ve nemlendirici özelliğiyle göz çevresine yumuşaklık ve canlılık veriyor.


İçindeki diskler nemli, eğer kapağını kapalı tutarsanız hiçbir şekilde kurumuyor ve uzun süre dayanıyor. Fiyatı uygun (8-9 TL civarı). Tek bir disk 2 göz için de yetiyor. Bir deneyin derim.


Oha!!!!


12.30'dan 19.00'a kadar non-stop Doktor Kutsi :)))

17 Ağustos 2011 Çarşamba

Clinique - Anti-Blemish Solutions Oil-Control Cleansing Mask


Clinique anti-blemish serisinden son 2 üründe sıra :)





Web'den alıntı:
CİLT TİPİ : Akne sorunu olan bütün ciltler
ÜRÜN ÖZELLİKLERİ : Cildin parlamasının önlenmesine lekelerin görünümünün azalmasına yardımcı olan kil bazlı temizleyici maskedir.
SAĞLADIĞI AVANTAJLAR : Cildi derinlemesine temizleyerek gözeneklerin kirlerden arınmasına yardımcı olur sadece 5 dakika içinde cildiniz temiz pürüzsüz ve daha az lekeli görünüm kazanmasına katkıda bulunur.Yumuşak ve cildi kurutmayan yapıya sahiptir.
ÜRÜN KULLANIMI : Temizlenmiş cilde göz çevresi hariç tutarak uygulayınız.5 dakika bekledikten sonra ılık su ile yıkayarak temizleyiniz.
Bunlara ekleyecek çok fazla da bir şeyim yok. Uygulaması kolay bir ürün, krem yapıda. Vaatlerini yerine getiriyor, gözenekleri azaltıyor, yağı kontrol ediyor. İlk başlarda yüzümde 15-20 dk bekletiyordum ama o zaman maske yüzümde çok feci kurumuş oluyordu, temizlenmesi zor oluyordu ve cildim çok tahriş oluyordu. Yani ideal süre gerçekten de 5 dakika, ne az, ne fazla. 
100 ml'lik bir ürün, ama yüzünüze çok az uyguladığınız için ürün uzuuuun bir süre gidiyor. 
Ben haftada 1 uyguluyorum, ama 2-3 kere uygulasanız da işinizi görür. Cilt tipinize göre karar verirsiniz. 


Son olarak yüzünüzde kuruyan maskelerde (kil gibi), maske yüzünüzdeyken mimik yapmamaya çalışın. Bu hareket mimik çizgilerinin erken yaşta belirginleşmesine neden olur.

6 Ağustos 2011 Cumartesi

Kuru Saç Uçları ve Gliserin

Her ne kadar saç diplerim yağlı olsa da saç uçlarım çok kuru. Özellikle son 1 aydır saç uçlarım püskülden halliceler. Çözüm için öncelikle bir süre föne ve saç köpüğüne ara verdim (benden bir tavsiye, saç köpüğünü sürdüğünüz günün akşamı mutlaka saçınızdan yıkayarak çıkarın, saçınızda kalırsa hem uçları kırıyor hem de saçı çok kurutuyor).

Daha sonra saç yıkama metodumu değiştirdim. Artık şampuanla sadece saç derimi yıkıyorum, saç uçlarımı yıkamıyorum. Saçları durulurken zaten saç uçlarım da yıkanmış oluyor. Ekstra şampuanla saç uçlarını kurutmaya gerek yok Daha sonra da sadece saç uçlarına saç kremi sürüyorum.

Ama bana daha kalıcı bir çözüm gerekliydi ve sonunda onu buldum: GLİSERİN!!!! Saçımı yıkadıktan sonra havluyla hafif kurulanmış (daha doğrusu ıslaklığı alınmış diyelim, yani saçlar hala ıslak olucak ama şıp şıp damlalar dökülmeyeek saçlardan) saç uçlarına elimle gliserin yediriyorum. Sonra da kendi halinde kurumaya bırakıyorum. Yalnız burada saçın kendi kendine kuruması çok önemli. Kurutma makinası, fön vs saçınıza asla uygulamayın, saçlarınızdan dumanlar çıkıyor çünkü :)) Asla ve asla kuru saça da gliserin kullanmayın, çünkü saçınızı kırar, daha beter eder.

Kuru saç uçları olanlar gliserini denesinler, sonra da bana dua etsinler :)

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Dfn Garlı Saç Bakım Kremi

Başka bir saç maskesinde sıra:
Defne "EXTRACTLI" :D bir krem bu. Defnenin saçlara olan etkisi yüzyıllardır biliniyor zaten. Özellikle de defne ağacından elde edilen yağla yapılan sabunların...

"Yüzyıllardır saç dökülmelerine karşı defne yağı, saç diplerine yedirerek kullanılır. Defne saç diplerindeki hücreleri aktive ederek saç tellerinin güçlenmesini, çevre şartları, kimyasal temizleyiciler ve çeşitli nedenlerden kaynaklanan kepeklenmenin azalmasını ve zamanla ortadan kalkmasını, ciltte oluşan ölü derilerin atılmasını hızlandırarak sivilce, kırışıklık, istenmeyen leke ve yağların azalmasını sağlar. "

Defne ağacından çıkarılan yağla yapılan sabunlara "garlı sabun" denilirmiş. Bu garlı o garlı yani :)

Bu bakım kreminin diğer kremlerden farkı saç diplerine de uygulanabilmesi. Bildiğiniz gibi hiçbir saç kremini saç diplerine uygulamamak gerekiyor, saçı yağlandırması ve/veya dökmesinden dolayı. Ama saç diplerini besleyen bu ürünü bilhassa saç diplerine uygulamanız lazım. Ki kullandığım süre boyunca ne yağlanma, ne de dökülme problemi yaşadım. Hatta tam tersi saçıma bu ürünü uyguladıktan sonra saçım o kadar ferahlıyordu ki. Terapi gibiydi. Ve yağlanması da düzene girmişti. 

Ama sanki bir süre sonra saçlarım aşırı kurumaya başladı gibime geldi. Bu yüzden ben de kullanmaya ara verdim. Birkaç ay geçince tekrar kullanmaya başlayacağım. Verdiği o ferahlığı özledim çünkü :)  Sürekli değil ama ara ara kürler şeklinde kullanılabilecek bir ürün bu. Aktarlarda bulabilirsiniz.

31 Temmuz 2011 Pazar

Yves Rocher - 1 Minute Nourishing Repairing Mask

Clinique anti-blemish serisine biraz ara verip bugün saçlarıma kullandığım bir maskeyi tanıtmak istiyorum sizlere:

Yves Rocher'den Nutrition 1-Minute Nourishing-Repairing Mask. Ürün kuru saçlar için hazırlanmış ve adından da anlaşıldığı gibi besleyici, onarıcı bir maske.

İçinde yulaf sütü (besleyici özellikte), shea yağı (onarıcı) ve ylang-ylang yağı (saçların hızlı uzamasını sağlar) var. Banyoda ıslak saça uygulayıp birkaç dakika bekliyor ve daha sonra duruluyorsunuz. Hepsi bu.

Ürün harikaaaaaaa kokuyor. Hem doğal gibi, hem parfümlü gibi çok değişik bir kokusu var. Bu kokunun parfümü olsa hiç düşünmeden alırdım o kadar yani :) Saçlarda ağırlık da yapmıyor, bazı bakım maskeleri saçınızı çok iyi durulamanıza rağmen hala saçınızdaymış hissi uyandırır, bunda öyle bir şey gözlemlemedim. Ama saçlara olan etkisinde olağanüstü bir şeyle de karşılaşmadım. Evet uygulandığı gün saçlarda bir yumuşaklık hissediliyor ama o kadar. Sadece 1 kademe daha fazla yumuşaklık için oldukça pahalı bir ürün bence (ben aldığım da 20 küsur TL'ydi). Hele de piyasada daha ucuz muadilleri olduğunu düşünürsek. 

17 Temmuz 2011 Pazar

Clinique - Anti-Blemish Solutions Clear Blemish Gel

Clinique anti-blemish serisini tanıtmaya devam ediyorum. Bugünkü ürün Clear blemish gel.
Adından da anlaşılabileceği gibi sivilce ve izler üzerinde kullanılabilecek bir jel. Ürünün iyileşme sürecini hızlandırdığı ve yüzde oluşan kızarıklıklara iyi geldiği vaat ediliyor. Makyaj altına da kullanılabiliniyormuş.


Ürün sadece 15 ml ağırlığında, ama yüzünüze  o kadar az kullanıyorsunuz ki, bu kadar küçük bir ürün minimum 6 ay yetecektir size. 
Ürüm hem sabah, hem akşam sürülüyor. Bu tür bazı ürünlerle güneşe çıkılmaması gerekiyor, ama Clinique bu ürün için böyle bir uyarıda bulunmamış. Yüzünüzü temizledikten ve nemlendiricinizi uyguladıktan sonra bu ürünü kullanıyorsunuz.. Yalnız ürünü ilk sürdüğünüzde yüzünüzde iğne batması gibi bir acı oluyor, 1-2 dk sonra geçiyor tabi bu his. Ama benim için o 1-2 dakika çok zor geçiyordu. 
Kullandığım süre boyunca çıkmış ve büyük sivilceleri bir miktar söndürdüğünü ama tamamen geçirmediğini gördüm. Kızarıklıklara ise bir faydasını görmedim. Bence ürün çıkmış sivilcelerden ziyade çıkacak sivilcelerde daha etkili. Hani olur ya yüzünüzde hissedersiniz bir  noktada sivilce çıkacağını, işte o zaman bu ürünü o noktaya sürün ve o sivilcenin hiç çıkmadığını görün. Makyaj altına kullanılması konusunda emin değilim, çünkü sürdüğü bölgeyi kurutuyor ve çok hafif bir tabaka bırakıyor. 


Genel olarak alınması elzem bir ürün değil bana göre. Ama illa denemek isteyenlere de asla almayın demem. Ben bu üründen bir daha almadım, yeni ürünlere geçtim. Zaten ileride size hepsini tek tek tanıtacağım. 

8 Temmuz 2011 Cuma

Clinique - Post Blemish Formula

Clinique anti-blemish serisinden bugün tanıtacağım ürün Post blemish formula.


Bu ürün akne sonrası cillte kalan lekelenmeleri geçirmeye yönelik; günlük yüz temizliğinden sonra makyaj altına kullanılabilecek bir krem.

Gelelim benim yorumlarıma: Bir kere bu ürün sadece 1.8 gr ve bu boyuta göre oldukça pahalı.  O kadar paraya rağmen işe yarıyor mu peki? HAYIR! Günde 2 kere sivilce izlerime kullandım, zaten bu kadar az bir ürünü günde 2 kere kullanınca 10 günde bitiyor. Ürünü sürekli yenilemeniz gerekiyor. Sonuçlarını görebilmek için çok uzun süre bekledim. Ama elde var 0 :( Ne izlerde, ne sivilcelerde zerre iyileşme olmadı. Olan o kadar parama oldu. Asla tavsiye etmem. Zaten makeupalley'de de 2.2 puan almış. O bile fazla.

18 Haziran 2011 Cumartesi

Clinique - Acne Solutions Cleansing Foam

Clinique'in akneli ciltler için 3-adım serisinden bugün 2. ürünü tanıtacağım sizlere (aslında 3-adım serisinin ilk adımı): Yüz temizleyici köpük. Bu ürünü de bu serideki diğer tüm ürünler gibi +6 ay kullandım, bu yüzden yorumlarımın dinlenilebilir olduğunu düşünüyorum ;)

Akneyle savaşan, çok hafif bir yüz temizleme köpüğü (evet köpük) bu ürün. Günde 2 kere (sabah ve akşam) kullanılıyor.

Kullanımı: Avucunuza 2-3 pompa köpük sıkıp, ıslak yüzünüzü temizliyor ve daha sonra yüzünüzü duruluyorsunuz.

Gelelim benim yorumlarıma. Bir kere ürün köpük formatında olduğu için bence temizleme gücü yeterli değil. Yüzümü bu ürünle yıkadığımda temiz hissetmiyordum. Hele ki bu ürünle asla asla makyaj çıkarmaya çalışmayın çünkü ÇIKARMAZ. Ben bu ürünü alırken satıcı görevli "eğer makyajlı cilde uygulayacaksanız yüzünüzü 2 kere yıkayın, ilki makyajı çıkarmak, 2.si de temizlik için" demişti. Ama yalan efendim, daha doğru düzgün yüzü temizleyemeyen bir ürün makyajı nasıl çıkarsın?

Gelelim sivilcelere, kızarıklıklara, siyah noktalara olan etkisine. Kocaman bir SIFIR!!!!! Bende hiçbir işe yaramadı bu ürün. İçeriğinde sivilcelere çok iyi gelen salisik asit var ama yüzümüzde kısa süre kalan bi üründeki salisik asit ne kadar faydalı olabilir ki?

Hadi fiyatı ucuz olsa neyse dicem, o da yok. Gayet de pahalı bir ürün.

Bu ürünleri alırken satıcı bayan bana akne için en etkili kozmetik ürünlerinin Clinique olduğunu, eğer Clinique de işe yaramazsa bendeki akne seviyesinin doktorluk olduğunu söylemişti. Belki de bendeki sivilceler gerçekten doktorluktur ve bu yüzden bu ürün de bir işe yaramamıştır?!?!?! Bilemicem.....

7 Mayıs 2011 Cumartesi

Kremleriniz Bitti... Emin misiniz?

Kavanoz kapların içindeki kremler genelde uzmanlar tarafından önerilmiyor. Nedeni ise kremlerin elle alınması,  açık havaya daha fazla maruz kalmaları ve cam şişede güneşin kreme daha fazla nüfus etmesinden dolayı özelliklerinin daha çabuk yok olması, kremde bakterilerin oluşması vs vs.

Bu yüzden ben genelde tüpte olan kremleri tercih ederim. Ancak onların da şöyle bir sıkıntısı var. Bitmeye yakın o azıcık krem mümkün değil tüpten çıkmaz. Biz de krem bitti sanar ve tüpü atarız.

Halbuki ne kadar basit bir yöntem varmış tüp kremleri sonuna kadar kullanabilmek için: Tüpü kesmek :)


Bu sayede dipte kalan kremleri elimle alıp kullanıyorum. Tüpün içinde kalan ve tüpü sıkmakla dışarı çıkmayan o kadar krem oluyor ki inanamazsınız. Kremlere bir sürü para veriyoruz sonuçta, yazık değil mi bu israfa? Mesela o yukarıdaki Body Shop göz kremini bu şekilde 1 HAFTA daha kullanabiliyorum.

Peki tüpü kestikten sonra içindeki ürünü nasıl saklıyorum?


Parçaları iç içe geçirince krem hiçbir şekilde hava almıyor.

Siz de tüp kremlerinizi bu şekilde kullanabilirsiniz. O dipte kalan kremler ziyan olmasınlar.

Sinekten yağ çıkarmak da bu lsa gerek :))

22 Nisan 2011 Cuma

Clinique - Acne Solutions Clarifying Lotion

Clinique'in 3-step cilt bakım ürünleri çok ünlüdür. Ben de akneye yatkın (ne yatkını düpedüz akneli) bir cildim olduğu için sivilceli ciltler için olan seriyi denedim (hem de çok uzun bir süre). Bu ve bundan sonraki birkaç yazımda kullandığım ürünleri tek tek tanıtacağım.

İlk olarak sistemin 2. adımı olan bu tonikle başlamak istiyorum.


İddiası:
Ölü hücreleri temizlemek, aknelere yol açan fazla yağı azaltmak, gözenekleri temizlemek, içinde bulunan yağ emen pudrayla (şişenin içinde toz halinde aspirin gibi maddeler var, zaten toniği kullanmadan önce iyice çalkalamak gerekiyor, sanırım ondan bahsediyorlar :D) parlamayı engellemek, kızarıklığı ve iritasyonu yatıştırmak....

Rüya gibi değil mi?

E bi de içeriğine bakalım:
% 1.5 oranında salisik asit (akneler için çok etkin bir madde) ve alkol. Aslında daha bir sürü şey var ama alkol içerikte sudan hemen sonra yazılmış, biliyorsunuz içerik sıralamaları en çok bulunan maddeden en az bulunan maddeye doğru yapılıyor. Yani bu tonik bildiğiniz ALKOL!!!!

Yağlı ciltlere genellikle alkol verirler, fazla yağı emsin diye. 
Yüzünüze direk alkol sürmenin neyle sonuçlanacağını hemen size söyleyeyim. Kıpkırmızı bir surat, çok çok büyük ve asla geçmeyen sivilceler,bu sivilcelere rağmen aşırı gergin, kuru ve ürünü kullanınca cayır cayır yanan bir cilt.

Bu toniği yaklaşık 6 ay boyunca kullandım. O süre zarfında cildim hiç olmadığı kadar kötüydü. Ne zaman ki toniği kullanmayı bıraktım, cildim de düzelmeye başladı. 3-step sisteminin en zayıf, en kötü halkası kesinlikle bu toniktir. Tam bir facia.

Özet: Bu üründen kaçarak uzaklaşın!!!!!!

5 Mart 2011 Cumartesi

Schwarzkopf Gliss - Oil Nutritive Sıvı Saç Kremi

Bugün sizlere Gliss'in "kolay kırılan uzun saçlar için" olan "kırılma karşıtı" sıvı saç kremini tanıtacağım.


Argan ve Shea yağı içeren fıs-fıslı bir bakım kremi bu. Argan yağı Fas'ta yüzyıllardır kullanılan ve hem cilde, hem saça çoook iyi gelen bir yağ. Fas'ın sıvı altını bile diyorlar bu yağ için. Shea yağı da saçın nemlendirilmesinin yanında elektriklenmesi ve kırılmasını engellemek amacı ile kullanılıyor.

Ürünün vaatleri şunlar:
  • Anında etki kolay tarama ve saç kırılmasında azalma sağlar.
  • Saç uçlarındaki çatallaşmayı % 90'a kadar azaltır.
  • Saç yüzeyini besler ve pürüzsüzleştirir.
  • Saçınıza kökten uca kadar yumuşaklık ve parlaklık verir.
Kullanmadan önce şişeyi çalkalamak gerekiyor. Çalkalandıktan sonraki hali:


Kullanım talimatlarında tüm saça uygulanması gerektiği söyleniyor, ancak yağ içeren ve DURULANMAYAN bir bakım kreminin saçın tümüne uygulanması bana mantıklı gelmiyor. Ben bu yüzden saç uçlarıma (kulak hizasına kadar) fıs fıslıyorum. 

Gelelim gözlemlerime:

Gerçekten saçlar çok kolay taranıyor, açılıyor (bu arada saç taramaya saç uçlarından başlamak ve daha sonra köklere doğru ilerlemek gerekiyor, bu yol tarama esnasında saçların daha az dökülmesine neden oluyor). % 90 gibi bir oran veremem, ama yaklaşık 6 aydır kullanıyorum bu ürünü ve gerçekten kırılmaların, çatallaşmaların azaldığını görüyorum. Tabiki de 0'a inmiş değiller, ama çok azlar. Besleme ve pürüzsüzleştirme konusunda pek bir gözlemim olmadı, ancak yumuşaklık ve parlaklık etkisi de gerçekten var.

Sonuç olarak bu ürünü bir daha alır mıyım? Kesinlikle evet. Sürekli kullanacağım ürünler arasına terfi etmiştir kendileri.

25 Şubat 2011 Cuma

Vazelin Dosyası

Madem ki size çok sevdiğim vazelinimi anlattım, ee biraz da onunla neler yapabileceğinizi söyleyeyim:

1- Yumuşacık topuklar için yatmadan önce ayaklarınıza vazelin sürün, TEMİZ çorap giyin ve yatın. Sabah yumuşacık topuklarınız olacak.

2- Vazelin ve eskimiş rujunuzu karıştırarak (kıyabilirseniz yeni rujlarınız da olur) ucuz lipglosslar yapabilirsiniz. Boş küçük kutulara (body shop'ın lipgloss kutuları veya eski lens kapları vs) koyduğunuz karışım, dudakların nemlendirilmesinde de 1 numara.

3- Evde saç boyarken saçımızla beraber alın ve kulaklarımızı da boyarız. Halbuki boya öncesinde alınla saçların birleştiği yerler ve kulakları vazelinle kapasak, sadece saçlarımızı boyamış oluruz.

4- El ve ayak tırnak çevresini (kütikül mü deniliyor onlara?) yumuşatmak için.

5- Yazın şişen parmaklardan zor çıkan yüzükler için yüzük çevresine bir miktar vazelin sürün.

6- Parfüm kokusunun daha kalıcı olması için parfüm sıktığınız yerlere (bilek, kulak arkası vs) hafif miktarda vazelin sürün ve üzerine parfüm sıkın. Yalnız burada kullanacağınız vazelin kokusuz olsun, yoksa 2 koku birbirine karışıyor, hoş olmuyor.

7- Asi kaşlarınızı sabitlemek için.

8- Her gece yatmadan önce kirpik diplerinize çok hafif vazelin sürün ve yedirin. Kirpiklerinizin yumuşacık olduğunu, rimelin daha kolay sürüldüğünü göreceksiniz. Youtube'da bazı kullanıcılar bu yöntemle kirpiklerinin uzadığını da söylemişler ama ben denemedim.

9- Vazelin çok iyi bir makyaj çıkarıcısıdır, özellikle de göz makyajı için.

10- Far ve vazelini karıştırıp krem far da yapabilirsiniz.

11- Elinize rujunuzdan bir miktar sürün, çok az vazelinle elinize sürdüğünüz ruju karıştırın ve işte size krem allık.

12- Renksiz maskara.

13- Deniz tuzu veya şekerle karıştırıp harika bir body scrub yapabilirsiniz.

14- Soğuktan çatlamış dudaklarınıza vazelin sürün, bir müddet bekleyin, daha sonra eski bir fırçayla dudaklarınızı fırçalayın. İşte size harika bir dudak peeling'i.

Vaaayyy yazmadan önce ben de bilmiyordum vazelinin bu kadar fazla kullanım alanının olduğunu :)

6 Şubat 2011 Pazar

Rosense Vazelin

Size topuklarınız için en ucuz çözümü söylüyorum: Vazelin.

Hiiiiiiç öyle pahalı ayak kremlerine, peelinglere vs. para akıtmayın. Bunca sene sonunda ayakları yumuşatan yegane ürünün (ve en ucuzunun) vazelin olduğunu gördüm.


Benim kullandığım vazelin Rosense marka. Rosense'nin diğer markalara göre "petrol" kokusu daha az (ki biliyorsunuz vazelin petrolden üretilir, hatta yabancılar petroleum jelly derler vazeline) ve hafif, güzel bir kokusu var. 1 kutusu 5-6 TL civarıydı galiba en son.

Ben banyoda ponzaladığım ayaklarıma (aslında ayakları sürekli ponzalamak iyi değilmiş, ayağın daha çok sert tabaka oluşturmasına neden oluyormuş) daha sonra vazelin sürüyorum ve üzerine çorap giyiyorum. Ertesi gün ayaklarım yumuşacık oluyor. Çok uzun süredir ayaklarımla ilgili tek bakımım budur ve ayaklarım çok güzeldir :)))

Hatta size şöyle bir anımı anlatayım. Hayatımda ilk defa pediküre gitmiştim (gerçi ilk ve son oldu o deneyim benim için). Pedikürümü yapan kadın "sürekli pedikür yaptırıyorsunuz herhalde" dedi, "yoo bu ilk" dedim. "O zaman hiç açık ayakkabı giymiyorsunuz siz" dedi (o zaman yazdı). "Yooo sürekli açık ayakkabılarla dolaşıyorum" dedim. Kadın hayret etti "ne kadar pürüzsüz topuklarınız var" dedi :P

Yazın bazı kadınların o çok şık ayakkabılarının arkasından Tema reklamlarında kullanılabilecek kuraklıkta topuklar gözüküyor. Bu görüntü gerçekten kadınları çok yaşlı gösteriyor...

28 Ocak 2011 Cuma

The Body Shop E Vitamini Göz Kremi

Göz çevresine, mutlaka bu bölgeye uygun kremlerin kullanılması gerektiğini artık bilmeyen yok değil mi? :))

Bugün TBS'nin E vitaminli göz kremini tanıtacağım sizlere. 
İddiası: İnce çizgilerin, şişkinliğin ve koyu halkaların görünümünü önemli ölçüde azaltır.
İçerik: Yerel Ticaret ürünü shea yağı ve yosun özü içerir.

  • E vitamini serbest radikalleri etkisiz hale getiren (bu ne demek? :D) doğal bir antioksidan, ayrıca nemlendirmede çok etkili ve yaşlanmayı geciktiriyor. 
  • Shea yağı ve kuşburnu yağı ise yağ asitleri bakımından oldukça zenginler ve cildin nem bariyerini onarıyorlar (kuşburnu kırışıklıklara karşı çok etkiliymiş zaten, çayını içmeyi de ihmal etmeyin). 
  • Yosun özü ise her çeşit minerali içeriyor; cildi canlandırıyor, nemlendiriyor ve yatıştırıyor. 


Göz çevremdeki aşırı kuruluk (hatta pul pul dökülme) şikayetime karşılık TBS'deki görevli bu kremi önermişti bana. Fiyatı daha önce baktığım ünlüüü markaların göz kremlerine nazaran daha uygun olduğu için ben de aldım hemen ve yaklaşık 2 yıldır da kullanıyorum. İşte izlenimlerim:
  • Gerçekten göz çevresini güzel nemlendiriyor. Kuruluk ve pul pul dökülme şikeyetim artık yok. 
  • En etkili sonuç için tüm göz çevresine (göz kapağı da dahil), sabah-akşam sürülmeli. Üşengeçliğimden bazı günler hiç sürmediğim, bazı günler de sadece sabahları sürdüğüm oluyor ve direk gözlerimdeki yorgunluk anlaşılıyor.
  • Gözlerimde çok kırışıklık olmadığı için ince çizgiler konusunda bir fikir yürütemeyeceğim, belki de kremi kullandığım için yok çizgilerim.
  • Evet şişkinliği alıyor.
  • O kadar düzenli kullanmama rağmen, bir gece uykusuz kalsam, ertesi gün mümkün değil koyu halkalardan kurtulamıyorum. Bu konuda başarısız, ki bu kremle olacak bir iş de değil bence. Ama yine de hakkını yemeyelim kremin, şimdiye kadar hiç kapatıcı kullanma ihtiyacım olmadı :)
  • Makyaj altına kullanılabiliyor.
  • Bana mı öyle geldi bilmiyorum ama kirpiklerimin uzadığını ve hatta yeni kirpiklerimin çıktığını gözlemledim bu kremden sonra?!?!?!??!

Son olarak göz kremlerini kullanırken, parmağımızla nokta nokta yedirmemiz gerekiyor kremi. El kremi sürer gibi sürmek, göz çevresinde kırışıklara yol açıyor çünkü.

Haa bir de bu kremi "2 al, 1 öde", "3 al, 2 öde" türü promosyonlara denk getirip stoklamak en mantıklısı. TBS bu promosyonları çok sık yapıyor zaten.

13 Ocak 2011 Perşembe

Signal White Now Diş Macunu

Dişlerimdeki sarımtırak renkten oldum olası rahatsız olmuş ve üzerinde "beyazlatıcı" ibaresi bulunan çoğu diş macununu denemişimdir. Signal White Now ise bence şimdiye kadar denediklerim arasında en iyi olanı.

Anında beyazlık iddiasıyla çıkmış bir ürün. İlk kullanımda dişlerimin renginde hafif bir açılma gözlemledim. Ama kesinlikle beyazlık değildi gördüğüm. Zaten tek fırçalamayla dişlerin beyazlayacağına inanacak kadar saftirik değilim.

Ama düzenli kullanmamla birlikte, diş rengimin 1-2 ton açıldığını gördüm. Zaten bir macunla da maksimum bu kadar olur. Bundan sonrası diş doktorlarının işi. Hoş diş beyazlatmayı kimse önermiyor, diş minesini incelttiği için. 

Her neyse genelde bu beyazlığın geçici olduğu yorumları yapılmış, ama ben bu fikre katılmıyorum. Haftada 1 fırçalayıp da  beyazlığın 1 hafta süreceğini bekliyorlarsa haklı olabilirler tabi. Bu ürünle ilgili tek şikayetim ise fiyatı (yaklaşık 9-10 tl). Gerçi bir macunu birkaç ay kullandığımızı göz önüne alırsak, bu fiyata katlanılır gibi.

Son olarak bu macunu kullanırken elbiselerinize dikkat!!!

9 Ocak 2011 Pazar

The Body Shop Rainforest Şampuan ve Saç Kremi

İlk ürün yorumum TBS'nin yağlı saçlar için ürettiği ve içinde ısırgan otu, su yosunu ve aleo vera bulunan Rainforest serisi.


Saçlarım öyle aşırı yağlı değildir. Gün aşırı, bazen de 3 günde bir saçlarımı yıkarım ve bu bana yeter. "Yıkama sıklığını uzatayım, saçımdaki fön daha uzun süre dayansın" üşengeçliğiyle bu ürünleri almıştım. Normal saçlar için yağlı saç şampuanı almak, aklımı seveyim!!!!

Silikon, sülfat, paraben ve renklendiriciler içermemeleri beni cazip eden en büyük etkendi. Şampuanlarda bulunan silikonların saçları kapladığı ve zamanla saçlar üzerinde bir tabaka oluşturarak, saçların daha kolay kırılmasına yol açtığı söyleniyor. Ayrıca ilk başta saçları yumuşacık yapsa da, zamanla o "kaplama" etkisinden dolayı saçların ihtiyaç duydukları vitamin ve mineralleri de almasını engelliyormuş silikon. Sülfat ise saç derisine zarar veriyor ve saçların dökülmesine neden oluyormuş. Paraben de kanserojenmiş (zaten ne değil ki).


Bu kadar artısına rağmen, şampuan saçta köpürmüyor (sülfat içermemesinden dolayı). Ben de köpürmemiş saçı temiz hissedemiyorum. Bu yüzden daha çok şampuan kullanıyorum. Sonuç? Kazık saçlar!!! Ne yaparsam yapayım o kazık saç hissiyatını geçiremediğimden, ben de mecburen kullandığım saç kremi miktarını artırıyorum her yıkamada. Eee haliyle bu da saçımın daha erken yağlanmasına neden oluyor? Ben daha az yıkayayım üşengeçliğiyle bu ürünleri aldım, ama yine gün aşırı yıkıyorum saçlarımı. Ne anladım bu işten?

Bazı sitelerde eskiden silikonlu şampuan kullanan kişilerin, silikonsuz şampuana geçtiklerinde saçlarının bir süre "kazık" olabileceği yazıyordu. Ben 3 aydır bu ürünleri kullanıyorum ama o kazıklık hala geçmedi. Daha ne kadar bu ürüne şans vermem gerekiyor bilemiyorum. Zaten cimri biri olduğumdan, memnun kalmasam da bir ürün bitmeden yenisini almam. Dolayısıyla bu ürünler bir süre daha bende kalacaklar. Ama bir daha Rainforest alır mıyım? ASLA...

Diğer yandan; parabensiz, silikonsuz, sülfatsız şampuan fikri de bana çok cazip geliyor. Belki de TBS'nin zeytinyağlı veya ballı şampuanlarını denemeliyim bundan sonra. Zaten yağlı saçlar için bile bu saçlara özel üretilen şampuanları önermiyorlar. Saçın doğal dengesini bozduğu ve bu yüzden daha fazla yağ üretimine neden oldukları için.

Haa, son olarak benden küçük bir tüyo. Saçlarınızı yıkarken son durulama suyuna 1 çay bardağı elma sirkesi ekleyin. Saça verdiği parlaklık ve yumuşaklık inanılmaz.