27 Kasım 2012 Salı

Biotherm Aqua Source Eye Perfection Göz Kremi

Roaccutane postlarından sıkılanlar için :)

Ne zamandır farklı göz kremlerini de denemek istiyordum. İlk tercihim Biotherm'in aşağıdaki ürünü oldu:



Web'den:
Tüm cilt tipleri için uygundur. AQUASOURCE EYES PERFECTION içerdiği 5000 litre termal kaynak suyuna biyolojik olarak eşdeğer konsantrasyondaki Saf Termal Plankton ile canlandırıcı özellikleri olan Oligo elementlerin tek bir tüpte birleşmesi sayesinde istenen düzeyde göz çevresinde nemlendirme sağlar. Göz çevresindeki cildi canlandırır, rahatlatır ve pürüzsüzleştirir, torbalanma ve koyu halkalara karşı etkili çözüm sunar. Şeffaf ultra-ferah jel yapısında olan AQUASOURCE EYES PERFECTION göz çevresne nem ve bütünlük kazandırır, tüpün ucunda yer alan 3 masaj topu uygulama kolaylığı sağlar. Masaj toplarını göz çevrenizde nazikçe gezdirerek göz kontürüne hem masaj yapın, hem de nemlendirin.

Ürünün vaatleri yukarıda. Görüldüğü gibi kırışıklıklara karşı herhangi bir taahhüdü yok. Peki diğer sözlerini yerine getirebiliyor mu? KESİNLİKLE EVET. Nemlendirmesi çok iyi, göz çevresini gerçekten canlandırıyor, torbalanmaya ve koyu halkalara da en iyi ilaç diyebilirim. 

Daha önce sanırım bahsetmiştim, ben göz kremleri de dahil olmak üzere tüm kremlerimi tüpün içinde olanlardan tercih ediyorum. Kavanoz içinde olanlar ne yazık ki bana çok da hijyenik gelmiyor. Tüp formatıyla 1-0 önde başlıyor zaten bu krem. Tüpün ucundaki 3 metal top da uygulama sırasında oluşturduğu masaj etkisiyle beni benden alıyor... 

  
Tabi içindeki krem kendiliğinden akmıyor, tüpü göz çevresinde gezdirirken hafiften sıkmak da gerekiyor.  Bazıları ne biçim bir açıklama diye düşünebilirler, ürünü ilk aldığımda uzun bir süre tüpü sıkmayı akıl edememiştim. Belki benim gibi saflar vardır diye bu uyarıyı yapayım dedim :)

Hem sabah, hem akşam kullanılabilecek bir ürün. Ancak ben sabah kullanmanın pek bir faydasını göremedim. Ben her gece yatmadan önce ürünü kullanıyorum ve sabaha sanki 10 saat uyumuş, 15 yaşındaki gözlerimle kalkıyorum. Fark o kadar belli oluyor ki. Özellikle uykusuzluk sorunu olan, sabah yorgun, şişkin, koyu gözlerle kalkanlara şiddetle tavsiye ederim. Sadece bir gece kullanın. Sonrasında bu ürünün müptelası olacaksınız. 

25 Kasım 2012 Pazar

Roaccutane - 19. Gün

Zaman tahmin ettiğimden de hızlı ilerliyor. Neredeyse 3. haftam bitmek üzere.

Yüzümde hafif kuruluklar var, ama pul pul dökülme yok. Yani beni gören biri roaccutane kullandığımı anlamaz, sadece kuru bir cildim olduğunu düşünür :) Dudaklarımın maşallahı var, hiç kuruma, çatlama, kanama yaşamadım. Biraz daha zaman geçsin, dudaklarıma ne kullandığımı anlatacağım. Şimdilik temkinli yaklaşıyor, belki de benim dudaklarım daha sonra kurumaya başlayacaktır diyorum çünkü.

Cildimde de henüz bir kuruma yaşamadım. Bunun nedenini her banyo sonrası tüm vücuduma sürdüğüm bebek yağına bağlıyorum. Ben Johnson's Bebek Yağı'nın aloe veralı olanını kullanıyorum.


Harika kokuyor...Banyo sonrası ıslak cildime uygulayıp bir süre bekliyorum ki vücudum iyice emsin yağı. Bu arada roaccutane kullananlara nacize bir tavsiyem banyo yaparken sıcak sudan kaçınmaları yönünde. Su ne kadar sıcak olursa, cilt de o kadar kuruyor. Dayanabileceğiniz ılıklıkta suyla banyo yapmalısınız mümkünse.

İlacın ufak tefek yan etkileri de var elbet :) En büyük etkisini ellerimde gördüm. Egzama türü yaralar oluştu ellerimde. Fotoğraftaki halim henüz başlangıç aşamasındaydı, şimdi ellerim daha kötü durumda. Henüz doktora göstermedim, bepanthen sürüyorum ve sık sık nemlendiriyorum.


Zaten bu tür yaralar ilacın en sık görülen yan etkilerindenmiş. Ama benim roaccutane kullananlara tavsiyem temizlik yaparken mutlaka ve mutlaka eldiven kullanmaları. Cilt çok hassas olduğu için hemen tahriş oluyor.

Saçım hafif kepeklenmeye başladı, öyle çok ciddi boyutlarda değil, ama kafamı kaşıdığımda kepekler ortaya çıkıyor. Kafam deri değiştiriyor sanırım.

Sivilcelerim çıkmaya devam ediyor. Adet dönemi öncesi eskiden yüzümün her tarafını sivilce basardı, bu sefer öyle olmadı. Yüzümün sadece bir tarafını sivilce bastı :) Yani çıkan sivilcelerin beni üzmesi gerekir normalde değil mi? Ama ben sivilce çıktıkça seviniyorum, ohh ohhh çıksınlar da altta sivilce mivilce kalmasın, hepsi yüzeye çıksın diyorum.

Henüz intihar girişiminde de bulunmadım :) depresyon vs de olmadı henüz. Tam tersi daha bi mutluyum, bu kadar süre ertelediğim tedaviye sonunda başlayabilmek beni mutlu yaptı.

Haaa kolestrolüm de harika çıktı, normal değerlere düşmüş. Bunda her sabah içtiğim portakal suyunun, sık sık yediğim bulgur pilavının ve hiç yemediğim kırmızı etin etkisi olduğunu düşünüyorum.

Çok şükür şimdilik her şey iyi gidiyor.

16 Kasım 2012 Cuma

Roaccutane - 10. Gün

10. günü de bitirdim çok şükür. Yüzüm hafiften kurumaya başladı, ama pul pul dökülme olmadı. Dudaklarım sağlam çok şükür, çünkü çok sık nemlendiriyorum. 

Bir tane "voltran" sivilcem çıktı, 1 haftadır henüz geçmedi, ama küçülmeye başladı diyebilirim. Ayrıca 2 tane de içi dolu sivilcem var, sanırım ki onlar da büyüyecekler. Şu noktada çıkan sivilceleri gerçekten hiç umursamıyorum, çünkü bu sivilceler eskiden de çıkıyordu. Ama bu sefer öyle olmayacak inş, tedavi görüyorum ve bu sivilceler azalacak (AMİN).

Şu andaki en büyük şikayetim yüzümdeki kırmızılık diyebilirim, kıpkırmızıyım. Arada yüzüm çok feci yanıyor, buzdolabını açıp yüzümü soğutuyorum :) 

Ellerim de çok sık kuruyor, sürekli nemlendiriyorum. 
En çok dikkat ettiğim şey, havaların da yavaş yavaş soğuduğu şu günlerde, evden çıkarken mutlaka ellerimi ve dudaklarımı nemlendirmek. Yoksa çok feci oluyor.

Günde 2 kere (sabah-akşam) yüzümü temizleyiciyle yıkıyordum, bunu bire indirdim (sadece akşam). Sabahları sadece suyla yıkıyorum yüzümü. Bu sayede yüzümün daha az kuruduğunu hissediyorum.

Günde yaklaşık 4.5 litre (3 tane 1.5 litrelik şişe) su içiyorum. Yabancı forumlar roaccutane kullananların günde yaklaşık 1 galon (3.8 litre) su içmesini söylüyorlar. 
Ben ayrıca günde 2 kupa yeşil çay içiyorum. Yeşil çayın her şeye faydası var bildiğiniz gibi. 

Yediklerime dikkat ediyorum, kırmızı eti hayatımdan çıkardım, tatlıyı azalttım. Bu sayede sivilcelerim düzelirken, cillop gibi de olucam inş :)

Bazen (özellikle bilgisayara uzun süre, ara vermeden baktığımda) gözlerimde hafif yanma oluyor. Çok çok nadir bel ağrısı oluyor. Ama bunların hiç biri çekilmeyecek şeyler değil. 

Şimdilik çok şükür iyiyim.

10 Kasım 2012 Cumartesi

Roaccutane - 4. Gün

Blogumu az çok takip edenler sivilce sorunu yaşadığımı bilirler. Yaklaşık 2 yıldır şiddetli bir şekilde yaşadığım bu sorundan kurtulmak için sanırım her şeyi denemişimdir: antibiyotik tedavileri, dışarıdan uygulanan kremler, jeller, her türlü koca karı ilaçları vs. Bu süreçte öğrendiğim tek şey sivilceleri geçirmek değil, kontrol altına alabilmek oldu. Yüzüm asla ve asla "0" sivilceli bir hale gelemedi, bazı günler yüzümü sivilceler bastı, bazı günler de görece olarak sivilcelerim söndü. AMA HİÇBİR ZAMAN YÜZÜM DÜZELMEDİ.

Tabi ki bana da o malum ilacı önerdiler. Ama ben yan etkilerinden ve internette okuduklarımdan dolayı bu ilaçtan o kadar çok korkuyordum ki, ömür boyu sivilceli gezmeyi göze almıştım.

Ama artık havlu attım. Çünkü artık her yeni çıkan sivilce daha derin izler bırakıyordu. Yüzümdeki sivilce lekelerinin haddi hesabı yoktu. Yani şöyle diyeyim, yüzümde kırmızı lekeli yerlerden orjinal ten rengim gözükmüyordu.

Ben de 7 Kasım 2012 itibarıyla roaccutane tedavisine başladım. Şansızlığım roaccutane'la birlikte zaten yükselecek olan kolestrolümün tedavi öncesinde de yüksek çıkması oldu. Ama doktorum yine de tedaviye başlamayı uygun gördü, sadece kan tahlillerini ayda bir yerine 2 haftada 1 vereceğim. Günlük 40 mg (sabah 20 mg, akşam 20 mg) olarak başladım. Bu arada kolestrolümün daha fazla yükselmemesi için yediklerime de dikkat etmeye başladım.

Blogumda bu süreci düzenli olarak paylaşmak, benim gibi tedavi gören veya göreceklere yol göstermek istiyorum. Neler yaşıyorum, neler kullanıyorum vs.. her şey blogumda yer alacak. İnşallah herkese faydalı olurum.

Gelelim ilk 4 günümün yorumlarına. Roaccutane'ın 2. günü sabah uyandığımda sol yanağımda 8 adet, içi irin dolu minik sivilce gördüm. Forumlardan bu sivilcelerin deli gibi büyüyeceğini, hatta birleşip voltranı oluşturacaklarını okumuştum. Bu yüzden çok korktum. Ama o sivilceler (nasıl oldu hala anlayabilmiş değilim) ertesi günü sönüp gittiler. 1-2 tane büyük sivilcem çıktı, ama bu sivilceler zaten çıkıyordu normalde de. BEN O YÜZDEN ROACCUTANE'A BAŞLADIM ZATEN :) Dolayısıyla bu sivilceler şu anda hiç moralimi bozmuyor. Henüz dudak kuruluğu yaşamıyorum, çünkü dudaklarımı çok düzenli bir şekilde nemlendiriyorum. Tabi ileride bu nemlendiriciler yeterli gelmeyecektir büyük ihtimalle. Yüzümde kuruma, pul pul dökülme de olmadı henüz. İlk haftanın sonunda başlıyormuş galiba bu durum. Şu andaki tek şikayetim yüzümün kızarması. İlacı kullanmaya başladığım günden beri kırmızı bir yüzle geziyorum. E o kadar da olsun artık, beni çok rahatsız etmiyor bu durum zaten. 3. gün ellerim kurumuştu (normalde elime pek nemlendirici sürmem), şimdi düzenli olarak elime krem sürüyorum ve kuruluk şikayetim de kalmadı.

Bu arada günde 4 litreye yakın su içiyorum. Bol su ilacın kalıntılarının vücuddan atılması için önemliymiş. Ayrıca vücudu da nemlendiriyormuş. Yediklerime dikkat ettiğimi söylemiştim, abur cuburu minimuma indirdim  diyebilirim.

Şimdilik çok şükür her şey iyi başladı...